EN

Maviş: Protokol, sosyal yaşama müdahaledir

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, Türkiye ile imzalanan protokolü, Kıbrıs Postası’na değerlendirdi.

“PROTOKOL SOSYAL YAŞAMA MÜDAHALE”

Türkiye ile imzalanan protokolün sosyal yaşama müdahale olduğunu ve toplumsal dönüşüm hedeflediğini belirten Maviş, protokole ve tüm ekonomik dayatmalara karşı çıkacaklarını ifade etti.

Maviş, “Temel hak ve özgürlüklerimizden, düşünce ve ifade özgürlüğümüzden, laik sosyal yaşamımızdan, kimliğimizden, kültürümüzden ve toplumsal varlığımızdan vazgeçmek mümkün değil. Bizim gidecek başka bir ülkemiz yoktur. Başka bir Kıbrıs yoktur. Bu coğrafyadan vazgeçmeyeceğiz, burada var olmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

“FAKİRLEŞİYORUZ”

KTÖS Genel Sekreteri Maviş, ekonomiye işaret ederek, TL’nin değer kaybının devam ettiğini, muazzam zamlar ve enflasyonun yıkıcı etkisinin alım gücünü yok ettiğini belirtti;  “fakirleşiyoruz.” vurgusunu yaptı.

Stabil muhasebe birimine geçilmesi veya hayat pahalılığının asgari ücreti kapsayacak şekilde iki ayda bir maaş ve ücretlere yansıtılması halinde toplumsal ekonomik yıkımın bir nebze önüne geçilebileceğini belirten Maviş, hükümetin eylem planının sözde protokol değil, vatandaşın alım gücünün korunması olması gerektiğini söyledi.

“TOPLUMSAL MÜCADELE GÜÇLENECEK”

Toplumsal Varoluş Platformu’nun kurulmasına öncülük eden sendikalar ile birlikte mücadele için bir adım atıldığını belirten Maviş, asgari müşterekte buluşan siyasi parti ve örgütlerin eylem birlikteliği ile toplumsal mücadelenin güçleneceğini belirtti.

Protokolün içeriğinde Kıbrıs Türk toplumunun kimliği, kültürü ve toplumsal varlığı ile ilgili dönüşüm içeren ibareler yer aldığını belirten Maviş, bu protokolün Roma ve Cenevre sözleşmelerine aykırı olduğunu dile getirdi.

“PROTOKOL, TEK TARAFLI HAZIRLANDI”

Protokolün tek taraflı olarak AK Parti tarafından hazırlandığı vurgusunu yapan Maviş, sendikaların konuyu Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’e taşıyacağını ve Türkiye’deki siyasal ve sendikal muhalefeti ile temasa geçeceklerini söyledi.

“PROTOKOLÜN GENELİ, KÜLTÜREL DÖNÜŞÜMÜ HEDEFLİYOR”

Türkiye ile imzalanan protokolle ille sözlerini sürdüren Maviş, Protokolün Türkiye’deki iktidar tarafındanın adanın kuzeyinde uyguladığı entegrasyon ve asimilasyon politikalarının gün yüzüne çıkan gizli ajandası olduğunu ifade eden Maviş, protokolün geneli kültürel dönüşüm hedefiyle, yaşam biçimine ve sosyal hayata müdahale şeklinde hazırlandığını belirtti.

Maviş, Türkiye’deki iktidarın eğitim/öğretim programları ve öğretmen niteliğinde milli değerlere atıfta bulunarak dönüşüm hedeflendiği ifade ederek, protokolde eğitim üzerinden kalıcı etki yaratabilecek adımlar atılmak istendiğini söyledi.

“AÖA’NIN TASFİYESİ ÖNGÖRÜLÜYOR”

Atatürk Öğretmen Akademisi’nin (AÖA) Kıbrıs Türk toplumunun kimliği, kültürü ve varlığının teminatı olduğuna vurgu yapan Maviş, bu kurumdan yetişen öğretmenlerin laik ve bilimsel eğitim modelinin temsilcisi, barışçıl eğitim-öğretim programlarının uygulayıcısı olduğunu dile getirdi.

Maviş, kültüre ve sosyalleşme sürecinde okulda öğrenciyi etkileyen en önemli unsurun öğretmen olduğunun altını çizerek, “Öğretmen adaylarının niteliğinin değiştirilmesi çabasının Türkiye iktidarının hedeflerinin gerçekleşmesi açısından önemlidir. Bu açıdan öğretmenliğe giriş sisteminde değişiklik ve Atatürk Öğretmen Akademisi’nin tasfiyesi öngörülmektedir.” dedi.

“DAYATMALARA KARŞI DURACAKLARIN GÖZÜNÜ KORKUTMAK MAKSADIYLA…”

Ceza Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikle ilgili de sözler sarf eden Maviş, , tüm bu dayatmalara karşı duracak olanların gözünü korkutmak maksadıyla Ceza Yasası’nda şimdiden değişiklik yapılmak istendiğini belirtti.

Ceza yasasında değişikliklerle toplumun ifade özgürlüğü kısıtlanmak istendiğini ve ekonomi tabanlı patlamalar neticesinde oluşacak protestolara karşı cezai yaptırımlarla toplumu susturmanın hedeflendiğine işaret eden Maviş,  sendikaların ise alanının daraltılmaya çalışıldığını ifade etti.

“TÜRKİYE’DEKİ İKTİDARIN KIBRISLI TÜRK TOPLUMUNUN KAYNAKLARINDA GÖZÜ VAR”

Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon aramalarına da değinen Maviş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları ve enerji transferinde Türkiye’nin hakkı olduğunu iddiasının  bu protokolde de önümüze çıkıyor, Türkiye’deki iktidarın Kıbrıslı Türk toplumunun yeraltı ve yer üstü kaynaklarında alenen gözü var Protokolde milli iradenin yeterince üst kademede temsil edilmediğinden yakınılıyor.

Türkiye’deki iktidarın siyasal dilinde milli iradenin açılımı;  yargı dahil tüm bağımsız makamların siyasi çoğunluğun otoritesini tanıması, eleştirmemesi ve mutlak bağlılık sunması gerektiği üzerinde duruyor.  Milli irade doğrudan otoriter rejimi ile ilişkilidir.

Anayasa Mahkemesi, 15 Nisan 2021 tarihinde verilen bir kararın ardından, Erdoğan,  yargı organımıza yönelik ağır bir saldırılarıda bulunmuştu. Barolar Birliği ise ‘yargı bağımsızlığı’ şiarı ile karşı duruş sergilemişti.”

 

Maviş: Protokol, sosyal yaşama müdahaledir
Başa dön