EN

“Hayat pahalılığı ödeneğinin devamı çalışan için de ekonomi için de gereklidir.”

KTÖS, Mali Sekreter Mustafa Baybora’nın imzası ile basın açıklaması yayınlayarak Hayat Pahalılığı Ödeneğinin devamının çalışanın ve ekonominin yararına olduğunu belirtti.

Açıklamada Göç Yasası, stabil para birimi, faiz ve kur dalgalanmaları, mal ve tüketim maddelerindeki fiyat artışı, servet vergisi ve enflasyon gibi toplumu doğrudan ilgilendiren konulara da verilerle yer verdi.

AÇIKLAMANIN TAMAMI:

Kıbrıs’ın kuzeyinde istikrarlı bir para birimi olmadığından dolayı maaşlarımız döviz karşısında eriyor; KTÖS 1989 yılından beri stabil bir para birimine geçilmesini savunuyor.

2011 yılından sonra göreve başlayan kamu ve özel sektör çalışanları nitelikli işlerde daha düşük ücrete çalışıyor, bu durum tüm çalışanların sosyal yaşamını ve çalışma barışını doğrudan olumsuz etkiliyor. Bugüne kadar yasada bazı önemli noktalarda iyileşme olsa da çalışanları enflasyona karşı koruyacak gerekli adımlar son 2 yıldır devlet tarafından atılmıyor. KTÖS Göç Yasası’nın tamamının kalkması gerektiğini savunuyor ve bu yönde mücadele ediyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin enflasyonu ve politika faizi doğrudan Kıbrıslı Türkleri etkiliyor; 2004 yılında kaçırdığımız AB treni sonrası kısa vadeli bir refah yaşanmış olsa da 2008 yılından itibaren ekonomik olarak bunun olumsuz etkisi her geçen gün daha fazla hissediliyor.

TCMB ve KKTC MB’nin belirlediği faiz artışı ve serbest piyasanın belirlediği kur dalgalanmaları vatandaşın borç yükümlülüklerini artırıyor; KTÖS yasalardaki düzenlemeler ile vatandaşın korunabileceğini belirtiyor.

Enflasyon ve dövizin yükselişi ile birlikte temel gıda maddeleri ve dolaylı birçok tüketim maddesi neredeyse her gün zamlanıyor. Hayatı ucuzlatmak için hükümetin uygulayacağı bir istikrar fonu ve vergi indirimi enstrümanı yok. KTÖS, temel gıda, bebek ürünleri ve elektrik/su gibi yaşamsal tüketim maddelerinin en düşük vergi ile vatandaşa ulaşması gerektiğini savunuyor.

Hükümetin çok kazanandan çok vergi alacağı bir düzenleme anlayışı yok. Devletin yıllık matrah ve vergi oranları anlamsız bir hal almıştır. Mesleğe yeni başlayan bir öğretmen ile yıllık kişisel kazancı milyon TL’yi bulan kişiler aynı dilimden vergilendirilmektedir.

Beyana dayalı bir vergi sistemi güvenilir değildir. Beyana dayalı bir vergi sisteminde bile devlet beyan edilen vergileri toplayamamaktadır. KTÖS çok kazanandan çok vergi alınmasını, yıllık matrah ve vergi oranlarının yeniden düzenlenmesini, vergi kaçırmanın önüne geçilmesini ve servet vergisi uygulamasını savunuyor.

Asgari ücret politikasında Kıbrıs’ın kuzeyi Avrupa’da 404 EURO ile sondan 3. sırada; insana yaraşır bir asgari geçim ücreti ile özel sektör çalışanlarını destekleyecek bir sosyal devlet anlayışı yok bulunmamaktadır. KTÖS en düşük kamu maaşının asgari ücret olarak belirlenmesini savunmaktadır.

Devlet Planlama Örgütü’nün aylık enflasyon oranı açıklamaları ile hayat pahalılığı bir biri ile örtüşmemektedir. KTÖS, TÜFE sepetinin günün şartlarına göre güncellenmesi ve ilgili kurumların bağımsız bir yapıda çalışması gerektiğini savunuyor.

2020 yılının 2. altı ayında oluşan yüzde 10.65 hayat pahalılığı hala daha çalışanların maaşına yansıtılmamıştır. Salgın döneminde harçlara ve dolaylı vergilere % 12 zam yapılmıştır. Elektriğe %15 zam olacağı beyan edilmektedir. Son üç ayda Türk Lirası dolar karşısında %9.2 değer kaybetti.

Hayat Pahalılığı ödeneğinin dondurulması ile her geçen gün enflasyon nedeniyle fakirleşen çalışanlar açlık sınırına itileceği gibi, küçük esnaf ve piyasa da bundan zarar görecek ve ekonomik döngü daralacaktır

Yukarıdaki ekonomik sorunlar bağlamında çalışanların alım gücünü korumak adına hayat pahalılığı ödeneğinin devamı gereklidir.

KTÖS, diğer örgülerle birlikte çalışanların hakkını savunmak için her türlü demokratik eylem hakkını kullanmaktan çekinmeyecektir.

Saygılarımızla

Mustafa Baybora

KTÖS Mali Sekreteri

“Hayat pahalılığı ödeneğinin devamı çalışan için de ekonomi için de gereklidir.”
Başa dön