Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Eğitim Sekreteri Burak Maviş, elektrik tarifesinde yapılan değişiklikle elektrik faturalarının üç kat artacağını söyledi.
Maviş, elektrik tarifesinde gidilen yeni düzenleme hakkında yaptığı yazılı açıklamada, “Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na (KIBTEK’e) bugüne kadar borcunu düzenli ödeyen vatandaş, yapılacak zam ile üç katı fatura ödeyecektir” ifadelerini kullandı.
KIBTEK’in devlet ve devlete bağlı kurumlardan yaklaşık 900 milyon TL alacağının bulunduğunu ancak bu borcun faturasının vatandaşa kesilmek istendiğini belirten Maviş, konuyla ilgili Ulusal Birlik Partisi, Demokrat Parti ve Yeniden Doğuş Partisi hükümetini protesto ettiklerini kaydetti.
Elektriğin pahalılaşmasıyla hayatın her noktasının da pahalılaşacağını belirten Maviş, elektriğin pahalılaşmasının üretimde maliyetlerin yükselmesi, başta temel gıda olmak üzere birçok ürünün fiyatlarının artması, toplumun daha da fakirleşmesi demek olduğunu söyledi.
Maviş, KTÖS olarak emekçinin alım gücünün korunabilmesi için stabil bir muhasebe birimine geçilmesi, hayat pahalılığı ödeneğinin iki ayda bir ücretlere yansıtılması, 2011’den sonra kamuda işe girenlere ek artış yapılması ve asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesini savunduklarını kaydetti.
Açıklamanın tamamı:
Hükümet, KIBTEK’e yatırım yapma, yenilebilir enerjiyi destekleme ve AKSA’yı kamulaştırma gibi alternatifleri göz ardı etmekte, zam seçeneğini kurtuluş görmektedir.
EL-SEN’in verilerine göre Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun sadece devlet ve devlete bağlı kurumlardan yaklaşık 900 milyon TL alacağı vardır. Devletin borcunu ödememesinin faturası vatandaşa kesilmiştir. KIBTEK’e bugüne kadar borcunu düzenli ödeyen vatandaş, yapılacak zam ile üç katı fatura ödeyecektir.
Hayatın her geçen gün pahalılaştığı adanın kuzeyinde, seçim bitti fakat geçim derdi daha da zorlaşacak. Ocak ayında gerek asgari ücrete, gerekse maaş ve ücretlere yansıyan hayat pahalılığı artışı, elektrik faturalarının üç katına çıkması ile ortadan kalkacak ve toplum olarak başladığımız noktadan da geriye düşeceğiz. Bununla birlikte aylık enflasyon oranın yükselmesi, dövizde dalgalanmanın etkisi ve dolaylı vergilerdeki artış sarsıntıyı şiddetlendirecektir.
Elektriğe zam demek, hayatın her noktasının daha da pahalılaşacağı anlamı taşımaktadır.
Elektriğe zam demek, üretim sektörlerini girdi maliyetlerinin yükselmesi ve gerçek anlamda durma noktasına gelmesi demektir.
Üretim sektörlerinde girdi maliyetlerinin yükselmesi demek, başta temel gıda olmak üzere birçok ürünün fiyatlarına artış olacak demektir.
Fiyatlara artış demek, marketten iki salatalık, bir domates, 30 liralık kıyma alır duruma düştüğümüz bu zamanda, toplumun daha da fakirleşmesi, alım gücünü kaybetmesi demektir.
Kamuda ve özelde çalışan emekçilerinin alım gücünü koruyabilmesi için alternatif önerilerimiz geçerliliğini korumaktadır. Stabil bir muhasebe birimi kullanılması, Hayat Pahalılığı ödeneğinin iki ayda bir ücretlere yansıtılması, Göç Yasası’ndan sonra göreve girenlere ek artış, en düşük kamu maaşının asgari ücrete endekslenmesi ve temel ihtiyaç ürünlerinin zamlanmaması çalışanları koruyabilecek ekonomik araçlardır.
Hükümet ortakları güvenoyu alma ihtiyacı bile duymadan zamlarla niyetini belli etti. Bunu cevabı sendikaların dayanışması ile meydanlarda verilecektir.
Saygılarımızla.
Burak Maviş
KTÖS Eğitim Sekreteri