EN

Kıbrıs Türk toplumu eninde sonunda bunun hesabını soracaktır.


 

 

 

 

Kıbrıs Türk toplumunun kimliğini, kültürünü, geleneklerini dönüştürmeye yönelik Türkiye hükümetleri tarafından uygulanan sistematik asimilasyon politikaları AKP hükümeti döneminde daha da tırmanışa geçmiştir.

Bu dönüştürme politikaları çerçevesinde Haspolat’ta inşa edilen ve yasa dışılığı Yüksek İdare Mahkemesince de vurgulanan Hala Sultan İlahiyat Koleji onlarca okul parasına mal edilmiş ve hem yapımında hem de işleyişinde Eğitim Bakanlığı bertaraf edilmiştir.

TC yetkilileri ülkemize gerçekleştirdiği her ziyarette Mağusa ve Girne bölgelerine de ilahiyat okullarının açılması gerekliliğini dile getirmiş, yapılan tüm ekonomik protokol görüşmelerinde bu okulların yaygınlaştırılması ön şartlardan biri olmuştur.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay, AKP’ye bağlı bir vakıf tarafından yapılan bir toplantıda vakfın ülkemizdeki projelerini anlatmış, bu projeler çerçevesinde “TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Türk Maarif Vakfı sıkı işbirliği çerçevesinde çalışacaktır” diyerek hem ülkemizde eğitimden sorumlu makamları görmezden gelmiş, hem de eğitim anlayışlarının, FETÖ artıklarından oluşturulan tarikat, vakıf ve cemaatlerin elinde olduğunu göstermiştir.

Açıklamalarında 3,5 yıllık geçmişi olan Türkiye Maarif Vakfının “tecrübelerinden” bahsederken bize göre komik duruma düşen Oktay, bu okulların FETÖ okullarının panzehiri olacağını iddia ederek Fethullah Gülen tarzı çalışmalarını maskelemeye çalışmaktadır.

Yapılan açıklamalarda “Aksama, gecikme, nazlanma olursa haberimiz olsun” diyerek buradaki yerel makamlara da “aba altından sopa göstermeyi” ihmal etmeyen Oktay, T.C hükümetlerinin ülkemiz üzerindeki baskıcı ve tehditkar politikalarını ve 1955’ten beri uygulamaya çalıştıkları istirdat planını net bir dille ifade etmiştir.

Buradan hükümet olduğunu iddia eden UBP ve HP’ye, Milli Eğitim Bakanlığı’na ve ilgili tüm kurumlara çağrımızdır: Türkiye’yi tarikatlar, cemaatler, şeyhler ülkesi haline getiren bir zihniyetin ülkemizdeki benzer politikalarına karşı durmamak veya sessiz kalmak o zihniyete ortak olmaktır. Ve Kıbrıs Türk toplumu eninde sonunda bunun hesabını soracaktır.

Saygılarımla,

Uğur Erilen

KTÖS Basın, Yayın ve Propaganda Sekreteri

Kıbrıs Türk toplumu eninde sonunda bunun hesabını soracaktır.
Başa dön