Kıbrıslı Türklerin onuruna yakışmayan kumar, fuhuş, kara para aklama ve uyuşturucu kaçakçılığını ekonomik faaliyet olarak görüp, adamızın kuzeyini Türkiye’nin çöplüğüne dönüştüren zihniyet, son yaşanan skandalla birlikte suçluları gizleme gayretine girişmiştir.
Gizlenen polis raporunun meclis kürsüsünden açıklanması ile birlikte, hükümetin bilgisi dahilinde adamızın kuzeyinde mafya ilişkilerin yürütüldüğü bir kez daha açığa çıkmıştır. Temiz siyasetten, demokrasiden bahsedenlerin aslında mafya düzeninin adamızın kuzeyindeki işlerini yürütenler ve bunu gizleyenler olduğu gerçeği ile yüzleştik. Geçmişte polis nezaretindeki uyuşturucu kaçakçılarını kaçıran ve delilleri yok ederek suçluları beraat ettirenlerin bir kez daha hortladığını görmekteyiz. Toplumu seçim ve temiz siyaset yalanları ile uyuturken, Ercan Havaalanı’ndan ülkeye hükümetin bilgisi dahilinde ve polis nezaretinde kimlerin ne amaçla geldiği hala daha saklanmaktadır. Bu da yetmezmiş gibi kaldıkları oteldeki görüntü kayıtları silinmektedir. Burada sorulması gereken sorular ve ortada yanıtlanması beklenen iddialar vardır.
1- UBP-HP Hükümeti’nin bilgisi dahilinde Ercan Havaalanı’ndan girenlerin 18 kişi olduğu doğru mu?
2- Havaalanı’ndan girenlerin bavullar dolusu para ile ülkeye geldikleri doğru mu?
3- Bu gelen kişilerin ülkedeki bir otelin satışı ile ilgili pazarlık yaptıkları doğru mu?
4- Bu pazarlıklarda hangi siyasetçiler aracı oldu?
5- Silinen görüntü kayıtlarında bu pazarlıklara katılan siyasetçilerin olduğu doğru mu?
6- Turizm ve Çevre Bakanı’nın suçlu görülerek görevden alınması yeterli değildir. Bu konuda polis ve savcılık neden hala daha sessiz kalmaktadır?
7- Polis ve savcılığın sessiz kalmasında aynen Afrika Gazetesi’ne yapılan linç girişiminde olduğu gibi TC Elçiliği mi devrededir?
Saygılarımızla
Şener Elcil
KTÖS Genel Sekreteri