EN

Maviş, Özgür Web TV’de yayınlanan Özgür Yorum programında Damla Dabis‘in sorularını yanıtladı

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak MavişMağusa’da kurulan ve Girne’de de kurulması planlanan Maliye eski Bakanı Sunat Atun‘a ve ailesine ait Samtay Vafkı ile Türkiye’deki Türk Maarif Vakfı işbirliğinde kurulan din eğitimi de verecek olan okulların, Fetullah Gülen‘in dünyaya yayılan okullarının benzerleri olduğunu savundu

Maviş: Yaşananlar Erdoğan’ın hazırlattığı teslimiyet protokolünün karşılığıdır

Özgür Web TV’de yayınlanan Özgür Yorum programında Damla Dabis‘in sorularını yanıtlayan Maviş, UBP-DP-YDP Hükümeti‘nin geçtiğimiz Nisan ayında TC ile bir “teslimiyet protokolü” (TC-KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü) imzaladığını hatırlatarak , buna göre Kıbrıs’ın kuzeyinde siyasette TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın dilinin konuşulmasının sağlanmaya çalışıldığını vurguladı.

Maviş, “O ne istiyorsa Meclis ve kurumların ona ayak uydurulması bekleniyor. T.C coğrafyasında da bu uygulanıyor. ‘Milli irade’ye karşı geleni engellemek istiyorlar. Bu anlayışı buraya da taşımak istiyorlar. 1955’lerden başlayan adanın bir parçasının TC’ye kopyalanıp yapıştırılması projesinin bir parçasını görüyoruz burada. 1983’te KKTC’yi kurup Kıbrıs’ın kuzeyini dünyaya kapatmak yetmedi, uzun sürede adanın kuzeyinin temiz şekilde ilhakını arzulayan ve Türkiye’de yapılacak 2023 seçimlerinde de bunu kullanan Erdoğan’ın hazırlattığı teslimiyet protokolünün karşılığıdır yaşananlar” dedi.

“Bakanlar değişiyor ama eğitimde sorunlar değişmiyor”

Atatürk Öğretmen Akademisi‘nin amaçlarının değiştirilmeye çalışılmasının, sendikaların güçlerinin kırılmak istenmesinin, basının tek bir ağızdan çıkan cümlelerle yayın yapmasını isteyenlerin harekete geçtiklerini kaydeden Maviş, öncelikle öğretmenliğe girişle ilgili sistemle oynanmak istendiğini, bununla ilgili yapılan teknik çalışma toplantılarına katılan sendikaların bunu masada reddettiğini belirtti.

Maviş, “Konuşuldu ve uygun görülmedi. İstenen şey; öğretmenlik sınav sisteminin değiştirilmesi. Sınavdaki başarıya göre değil Kamu Hizmeti Komisyonu‘nun oluşturacağı bir havuzun içerisinden istediklerini atayacakları bir sistemi geçirmek istediler. Başarılı olamadılar. 2 ve 5 Ağustos’ta eyleme sebep olan Öğretmenlik Yasası‘ndaki değişiklikleri gündeme getirdiler. Bakanlar değişiyor ama eğitimde sorunlar değişmiyor. Aynı sorunlar için her seferinde görüşülüyor” dedi.

“15 yıldır sendikacılık yapıyorum ilk defa Bakanlığı ablukaya alacak polis kuvveti gördüm”

1968 yılından bu yana iki öğretmen sendikasının (KTÖS&KTOEÖS) öğretmenin çalışma koşullarını iyileştirmek ve toplum sorunlarına cevap verebilmek için mücadele verdiğine değinen Maviş, Öğretmenler Yasası’nın ilk çalışmalarına 1972’de başladığını, 1985 yılında da Meclis’ten geçen yasanın henüz AB ya da TC’de dahi olmadığını söyledi.

“15 yıldır sendikacılık yapıyorum ilk defa Bakanlığı ablukaya alacak polis kuvveti gördüm” diyerek geçtiğimiz hafta Eğitim Bakanlığı önünde yaptıkları eylemlerde Bakanlığın talebi üzerine kapıya etten duvar ören polisleri hatırlatan Maviş, polislerin kordon kurduklarını ve ricayla içeri alındıklarını anlattı.

Maviş, “Davetli olanlara şart koyuyorlar; bir sendikacı ve iki de danışman girecek diye. Yasa açık; istediğimiz kadar danışman girebilir. Bunu söylüyorum ve Bakan reddediyor. Öğretmen sendikaları bu siyasi zorbalık yüzünden toplantıya girmiyor. Bakan Nazım Çavuşoğlu bizi bir toplantıya davet ediyor, toplantı bitiminde de polisler bizi Lefkoşa polisine davet ediliyor ve ifadelerimiz alınıyor. İki polis memuru oradaki üç kişiyle şikayetçi oluyor. Darp suçuyla bize dava açılıyor. Biz bunu reddediyoruz. Polis benim öğretmen hakkını savunmama izin vermedi. Çavuşoğlu bir eğitimci olmasına rağmen, bize yaşattığı süreç herkesi hayal kırıklığına uğratıyor. Polise “Kılınıza dokunana olursa içeri alın” diyor. Şimdi de dava yoluna gittiler ve bizi bu şekilde susturabileceklerini düşünüyorlar. Yarınki eylem planımız Çavuşoğlu’na zorba olduğunu hatırlatıp, sonra polise gidip davaları kabul etmediğimizi göstermektir” dedi.

“TC’den de mezun olanların burada öğretmen olmasını istemiyoruz”

Türkiye’de okullarda verilen eğitim Kıbrıs’ın kuzeyinde verilen eğitimden çok farklı bir yapıda olduğunu, orada öğrencilere itaat kültürünün aşılandığını, nefretin ve diğer etnik gruplara karşı negatif bakış açısının işlendiğini vurgulayan Maviş, bunu kabul etmediklerini, bu vizyonun Kıbrıs’ın kuzeyine gelmesinin önünde durduklarını kaydetti.

Maviş, “Nereden öğretmen getirirseniz oradan farklı kültürler öğretilir, biz bunu istemiyoruz. Bir sürü öğretmen başka mesleklerde çalışıyorlar. Düşük gelir seviyesinde bir düzen yaratmak istiyorlar. Sadece kültürü ve demografik yapıyı değil öğretmen kavramını da bozmak istiyorlar. T.C’den de mezun olanların burada sisteme girmesini ve burada öğretmen olmasını istemiyoruz” dedi.

“Bu okullar, yobaz ve İslami yapıdaki silah gölgesinde olan alanlarda kuruluyor”

Mağusa’da açılan ve Girne’de de açılacağı söylenen, Maliye eski Bakanı Sunat Atun’un ailesine ait Samtay Vakfı’nın olan okullarla ilgili de konuşan Maviş, Türkiye’deki Türk Maarif okullarının aslında ABD’de yaşayan ve 15 Temmuz darbe girişimini hazırladığı öne sürülen Fetullah Gülen’in eğitim örgütlenmesi olduğunu, bu okulların onun misyonuyla fakir ve eğitim seviyesi geri kalmış ülkelerde açıldığını, Türkiyeli yatırımcıların da o bölgelere Türk Hava Yolları aracılığıyla giderek, iş kurup doğrudan o bölgelerde söz sahibi oldukları alanları yarattıklarını kaydetti.

Maviş, “Bizde bu okullar yoktu, Maliye eski Bakanı Sunal Atun aracılığıyla bir okul kuruldu Mağusa’da. Şimdi de Girne’de kurulma aşamasında. Bu yıl eğitime başlanacağına dair yayınlar yapıyorlar. Eğitim Bakanlığı tarafından bu okulların denetleneceğini sanmıyorum. İyilik misyonu adı altında tamamen yobaz ve İslami yapıdaki, silah gölgesinde olan alanlarda kuruluyor. Bu adım, eğitimin muhafazakârlaştırılması ile ilgi atılan adımlardan biridir” dedi.

Türkiye Maarif Vakfı, Katar’la ortak çalışmalar da yapıyor

“Toplum din ile ilgili bir eğitime ihtiyaç duyarsa bunun yeri okullardır”

Her yaz ülke genelinde haberlere konu olan “izinsiz” ya da “kaçak” Kur’an kursları konusuna da değinen Maviş, bu konuyla ilgili Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde Eğitim Bakanlığı’na biz dizi yazılı soru yönettiklerini, örneğin bu yaz kaç Kur’an kursuna izin verildiğini sorduklarını belirtti.

Maviş, “Kur’an kursu düzenlendiğine dair bize gelen birçok ihbar var. Bakanlığın kimlere hangi koşullarda izin verdiğini bilmemiz gerekiyor ki, ihbar edilen yerlerin izinli mi kaçak mı olduklarını anlayabilelim. Buralardaki eğitimler nelerdir? Kalitesi, niteliği nedir? Ehil kişiler tarafından mı veriliyor? Fiziki koşullar yeterli midir? Kaç kişi kurs alabilir? Denetlendi mi denetlenmedi mi bilmek istiyoruz” dedi.

Din ve vicdan özgürlüğü olduğunu ve isteyenin istediği şeye inanabileceğini vurgulayan Maviş, toplumun din ile ilgili bir eğitime ihtiyaç duyması halinde de bunun yerinin okullar olduğunu kaydetti.

Kaynak Özgür Gazete

 

 

Maviş, Özgür Web TV’de yayınlanan Özgür Yorum programında Damla Dabis‘in sorularını yanıtladı
Başa dön