EN

İstanbul Sözleşmesi kadın ve çocukların yaşama hakkı için vazgeçilmezdir

İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden Türkiye’nin iki dudak arasından çıkan bir kararname ile ayrılması, ülkenin içinde bulunduğu anti-demokratik durumu gözler önüne sermektedir.

Şiddetin çıkmaya cesaret bulamayacağı bir toplum yaratılması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin yayılması, kadınların ve çocukların korunması ve güçlendirilmesi, kadına karşı şiddetin etkin bir ceza sistemi ile önlenmesi gibi önemli unsurları içeren Sözleşmeden vazgeçilmesinin karşılığının devlet zorbalığı olacağı açık ve nettir.

İstanbul Sözleşmesi karşıtları, yıllardır “İstanbul Sözleşmesi nas değildir; temel dinamiklerini tahrip eden bir yapıya sahip; Türkiye’nin bekasına yönelmiş en büyük tehdittir; ithal kanunlarla aile yaşatılamaz” gibi gerici ve bilim dışı söylemlerle kampanya yürüterek kadın, çocuk ve LGBT düşmanlığını körüklemekten, hak ve özgürlüklere saldırmaktan geri durmadılar. Bu anlayış cehalettir ve kabul edilemez.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı alanlar, insan haklarından, eşitlikten, özgürlükler temelinde demokrasiden vazgeçmişler demektir. 2011 yılında 35 ülkeyi toplayıp metni hazırladıktan sonra, mecliste oylayıp imzalayan Erdoğan’ın “ustalık kabinem” dediği AKP vekilleri değil miydi? Bugün aynı sözleşmeyi bir kararname ile geri almışlardır. Bu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir darbedir.

KTÖS, kadınların toplumlardaki rolünün sosyal, ekonomik ve yasal boyutta güçlendirilmesi, kadın hareketinin ve hak kazanımı mücadelesinin görünür kılınması ve bir sosyal devlet politikası olarak eşitlik, adalet ve kadının insan hakları temelinde somut adımlar atılması için mücadele etmeye ve 100 yıldır Türkiye’de sürdürülen cinsiyet eşitliği ve şiddet karşıtı konularında mücadele eden tüm örgütlerle dayanışmaya devam edecektir.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KADIN VE ÇOCUKLARIN YAŞAMA HAKKI İÇİN VAZGEÇİLMEZDİR

Emel Tel
KTÖS Başkanı

İstanbul Sözleşmesi kadın ve çocukların yaşama hakkı için vazgeçilmezdir
Başa dön