Türk Lirası’nın erimesi sonucu yaşanan enflasyon ve buna bağlı hayat pahalılığı adamızın kuzeyindeki yaşamı çekilmez hale getirirken, dörtlü hükümetimiz ise yaptığı basın toplantısında ülkeyi kendilerinin değil Türkiye’nin yönettiğini açıklayarak zamlara gerekçe üretmiştir.
Dünyada kendi siyasi iradesini bu kadar ucuza satıp, kuklalığı kabul eden, başka bir siyasi rejim yoktur. Adanın kuzeyinde en iyi tahminle 130,000 Kıbrıslı Türk olduğu gerçeğinden hareketle, adanın kuzeyinde yaşayan insan sayısının da yaklaşık 700,000 olduğu gerçeğine ulaşırız. Adamızın kuzeyinde yaşayan nüfusun giderlerinin %83’ünün yerel kaynaklardan elde edilen gelirlerle karşılandığı resmi makamlarca ortaya konmaktadır. Yerel gelirlerin, giderleri karşılamaması, TC’den yıllık 1,5 milyar dolarlık dengesiz mal ithalatından, adamızın kuzeyinde yatırım yapan TC’li şirketlerin vergi muafiyetlerinden, eğitimi bir sektör olarak gören anlayışın özel üniversitelerden vergi almamasından, işgücü planlaması yapılmadığı için adamızın kuzeyinde bulunan on binlerce TC vatandaşı emekçinin kazandıkları paraları ülke dışına çıkarmasından ve yolsuzluklarla usulsüzlüklere göz yumulmasından olduğu açıktır. Buna ilave olarak ülkenin kaldıramayacağı bir nüfusun sistematik olarak adamızın kuzeyine aktarılması sonucu, eğitim sağlık ve sosyal yaşamla ilgili devlet kaynaklarının harcanması da yönetimin siyasi iradeden yoksun olduğunu açıkça göstermektedir.
Bu noktada harcamaların karşılanması için Türkiye Cumhuriyeti, bütçe açığını kapatmak üzere kuzey Kıbrıs’a bu yıl hibe olarak 1 milyar 5 milyon vereceğini açıklamıştır. Bu verilen rakam içinde savunma bütçesi de bulunmaktadır. Verilen hibe karşılığı, hükümet edenler, siyasi irademizi Ankara Hükümeti’ne teslim etmektedirler.
Rakamlar açıktır ve bu verilen hibe adanın kuzeyinde yaşayan tahmini nüfusa bölündüğü zaman günlük olarak kişi başına 4 lira on kuruş düşmektedir. Bizi yönettiğini iddia eden hükümet yetkilileri 4 lira 10 kuruşa siyasal irademizi Ankara’ya teslim etmekte ve zamlar için hiçbir şey yapamayacakları acizliğini itiraf etmektedirler.
Saygılarımızla,
Şener Elcil
KTÖS Genel Sekreteri