EN

Maviş, ana dili Türkçe olmayan yabancı öğrenciler ile ilgili Türk Ajansı Kıbrıs ile sendikal görüşlerini paylaştı

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, İlköğretim Dairesine bağlı kamu okullarında birçok farklı ülkeden gelen çocuklara eğitim verildiğini belirterek, “Aslında çok kültürlü bir öğrenci modeline geçtik ancak Kıbrıs Türk eğitim sistemi çok kültürlü, çok dilli bir eğitime ve onun gerekliliklerini yerine getirebilecek bir eğitim performansına sahip değildir. Okul ve sınıf içerisinde özellikle öğrencilerin iletişim becerileri, sosyo- kültürel adaptasyonu ve entegrasyonu konularında sıkıntılar yaşamaktayız” dedi.

Sendikanın elindeki verilere göre, 2021-2022 akademik dönemde İlköğretim Dairesine bağlı kamu okullarında (okul öncesi ve ilkokul) 19 bin 500 öğrenci bulunuyor. Bunların bin 218’i (yüzde 6,25) ana dili Türkçe olmayan öğrenciler. Bu öğrenciler Mağusa, Girne ve İskele’de yoğunlaşıyor. Bölgelere dağılıma göre, Lefkoşa’da 411, Mağusa’da 271, Girne’de 341, İskele’de 162, Güzelyurt’ta 37 ve Lefke’de 25 öğrenci var.

Sendikanın 2019’da yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına göre ülkede ana okullarda 35 farklı ülkeden çocuk, Kovid-19 salgını sonrası Girne bölgesinde yapılan bir başka çalışmada ise 22 farklı ülkeden çocuğun bölgedeki okullarda eğitime eriştiğini tespit edildi. Bu öğrenciler, Azerbaycan, Belarus, Filistin, İngiltere, Kazakistan, Kırgızistan, Lübnan, İran, Moldova, Rusya, Suudi Arabistan, Türkmen, Ukrayna, Pakistan, Bulgaristan, Romanya, Hindistan, Tayland, Litvanya, Bangladeş, Almanya, Letonya, Mısır ve İspanya gibi birçok farklı ülkelerden gelerek burada eğitimlerine devam ediyor. Sendikanın 2022 Haziran ayında yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına göre ise İlköğretim Dairesi’ne bağlı kamu okullarında 45 farklı ülkeden çocuk olduğu tespit edildi.

“Her çocuğun, eğitim hakkı bakidir ve bu haktan yararlanıyorlar ama bu hakkı nasıl sunduğunuz, eşitlik ve hakkaniyet temelinde o çocuğun bu hakka nasıl ulaştığı da önemlidir” diyen Maviş, “Bu çocuklar şu anda, kamu-özel fark etmeksizin okullara devam edebiliyorlar ama devam ettikleri bu programlar Türkçe dilinde yazılmıştır ve dil becerisi gelişmeyen çocuklarda sıkıntı yaşamaktayız. 1’inci ve 2’nci sınıflarda, yabancı çocuklar Türkçe dil becerilerini geliştirebildikleri için sorun daha kolay aşılabiliyor ama ilerleyen sınıflarda, özellikle ortaokul ve liselerde, daha da farklı sorunlar var. Bilmediğiniz bir dilde eğitim almaya çalışıyorsunuz ve bu eğitim sonunda da başarılı ya da başarısızlık noktasında sizi değerlendiren bir sistem var” ifadelerinde bulundu.

Maviş, Milli Eğitim Bakanlığının, yabancı uyruklu öğrencilere Türkçe dil becerilerinin öğretilmesi için gönüllü öğretmene yönelik dil becerilerinin öğretimi konusunda düzenlediği dört kurstan yaklaşık 20-30 öğretmenin faydalandığını ancak bunların “bir noktaya kadar yeterli” olduğunu söyledi. Maviş, ülkedeki öğretmen yetiştirme programlarına yabancı uyruklu öğrencilere Türkçe dil becerilerinin öğretiminin dâhil edilmesi gerektiğini söyledi.

Ancak Maviş, “Problem sadece dil değildir, sosyal entegrasyon eksikliği de vardır” diyerek, “Burada çeşitliliği ve hoşgörü neticesinde artı puana, pozitif bir şeye dönüştürmemiz lazım. Bu çocuklar birlikte büyüyecekler. Bu çocukların hem kendi kültürünü yaşatması, hem buradaki kültüre adapte olması hem de buradaki çocukların onların farklı kültürleri tanıması sağlanmalıdır. Bazı çocuklar ayrıca sosyo-ekonomik olarak da dezavantajlı gruba aittirler. Bu çocukların farklı sosyal faaliyetlere katılımı sağlanarak entegre olmalarına katkıda bulunulmalıdır” diye konuştu.

Maviş, ülkede öğrenim gören yabancı çocuklar arasında en fazla Rusça dilini konuşan çocukların başı çektiğini, bunları İran ve Pakistan’dan gelen çocukların takip ettiğini belirtti. Maviş, 18 mülteci çocuğun öğrenim gördüğünü de aktardı.

Burak Maviş, yabancı öğrencilerin karşılaştıkları bu sıkıntıların aşılması konusunda bazı öneriler de paylaşarak, “Öncelikli olarak, devlet ve özel okullarda ne kadar yabancı çocuk olduğu, hangi ülkelerden geldiği, hangi dili konuştuğu tespit edilmelidir. Bakanlık bünyesinde yabancı çocukların eğitimiyle ilgili bir birim oluşturulmalı; yabancı öğrencilere eğitim verebilecek öğretmen yetiştirilmeli ve bu öğretmenlerin eğitimiyle çok kültürlü eğitim programı oluşturulmalı. Sadece dil becerisi değil, farklılık ve çeşitlilikleri bir araya getirecek kültürel bir program oluşturulmalı. Sadece çocuğun değil, ailesinin de yaşam boyu eğitim anlayışı altında bu programa katılması sağlanmalıdır” dedi.

Maviş, şöyle devam etti:

“Burada en önemli sorunumuzun dil olmaması gerekir. Çeşitlilik ve farklılığın bir potanın içinde eritilerek, ayrıştırıcı ifadelerden kurutulup, bu zenginliği ülke değerlerine nasıl katabiliriz, toplumlararası olan bu çocukların birlikte yaşamasını nasıl inşa edebiliriz, bu yolu nasıl birlikte yapabiliriz… Sistem içinde buna yönelik eğitim-öğrenim programlarına ihtiyacımız vardır. Bunların kurgulanması gerekiyor. AB’de de benzer tartışmalar içerisindedir ve kendilerine bir yol haritası çizdiler, kendi eğitim sistemlerini dönüştürmeye başladılar. Ayrıştırıcı ifadeler olmadan, göçmen ve mültecilerin gittikleri ülkeye entegrasyonu, toplumla birlikte hareket edebilmesi, o ülkenin değerlerini benimsemesi için çalışmalar yürütüyorlar. Bizim de benzeri çalışmalarla kültürün inşa edildiği, çocukların birbirleri ile buluştuğu okullarımızda, barış kültürü tohumlarını ekmemiz gerekiyor.”

Kaynak: TAK

Maviş, ana dili Türkçe olmayan yabancı öğrenciler ile ilgili Türk Ajansı Kıbrıs ile sendikal görüşlerini paylaştı
Başa dön