Türkiye’yi demokrasiden ve üretimden koparan Recep Tayyip Erdoğan rejiminin yanlış siyasetleri sonucu, Türk Lirası’nın erimesi, rehine olarak tutulan kuzey Kıbrıs’ı da derinden etkilemektedir.
1975 yılında asimilasyon politikaları çerçevesinde piyasada kullanılmaya başlayan Türk Lirası nedeni ile Kıbrıslı Türkler Türkiye’ye “devalüasyon vergisi” ödemektedirler. Osmanlı döneminde “öşür” adı altında alınan vergi, Türk Lirası’nın erimesi ile birlikte son üç yılda%68 devalüasyon vergisine dönüşmüştür. Kıbrıslı Türklerin birikimlerini gelirlerini, maaş ve ücretlerini çalan bu sistem 21. yüzyıl sömürgeciliğine gösterilecek en güzel örnektir.
Dış ülkelerden yüzlerce milyar dolar borç alan Recep Tayyip Erdoğan rejimi, sıcak para ihtiyacını karşılamak için mevduat faizlerini artırma yoluna giderken, kuzey Kıbrıs’ta da Türk Lirası kullanıldığı için mevduat ve kredi faizleri de artırılmıştır. Türkiye Merkez Bankası ortaya çıkan faiz farkını kredi kullanıcılarına yansıtmamak için farkı sübvanse ederken, kuzey Kıbrıs’ta bankalar ve kooperatiflere hiçbir finansal destek sağlanmadığı için borçlular ile bankalar ve kooperatifler karşı karşıya getirilmiştir. “8 Mart 2007’de Anayasa Mahkemesi’nin aldığı faizler anaparaya geçemez hükmüne” rağmen, hukukçu başbakanımız yasal düzenleme yapmaktan kaçmakta ve insanlarımızın soyulmasına onay vermektedir.
Kuzey Kıbrıs’ta ne iş yaptığı belli olmayan Merkez Bankası konuya suskun kalırken, dörtlü hükümet mevduatlardan alınan stopaj vergisini %18 yaparak, soyguna çanak tutmaktadır.
Konu ile ilgili tüm kesimleri tepki koymaya davet eder, Kıbrıs Türk toplumunu yok oluşa sürükleyen, sermaye birikimlerini, kurumlarını banka ve kooperatiflerini batırmaya yönelik bu saldırıya toplumsal tepki ortaya koyacağımızı vurgularız.
Saygılarımızla.
Şener Elcil
KTÖS Genel Sekreteri