Tüm diktatörlerin zafere ihtiyacı olduğu gerçeğinden hareketle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine siyasi malzeme arayan TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs’ı siyasi seçim malzemesi yapmıştır.
Suriye’de ve Irak’ta uğradığı siyasi yenilgiden sonra elinde kalan ve 1974’ten beri işgal altında tuttuğu kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Kıbrıslı Türkleri siyasi rehine olarak kullanarak seçimler için siyaset yapmaktadır. Sn. Erdoğan siyasi hedeflerine dönük olarak, zaman zaman Kıbrıs’ta garantör ülke olduğunu hatırlamakta fakat garantörlük sorumluluklarının ne olduğundan hiç bahsetmemektedir. Kıbrıs’ta garantörlerin görevleri arasında adanın bir bölümünü işgal etmek, etnik temizlik yapmak, Cenevre Sözleşmelerine aykırı olarak nüfus taşıyıp, demografik yapıyı değiştirmek, Rum mülklerini yağmalayıp başkalarına tapulamak, seçimlere müdahale edip, kukla hükümetler kurmak ve Kıbrıslı Türklerin siyasi iradelerini gasp etmek yoktur. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü ve anayasal nizamını korumakla sorumlu garantör ülkelerdir. Bu gerçeği TC Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’a bir kez daha hatırlatırız.
Bu çerçevede Garantörlük sorumluluğunun tüm Kıbrıslılara yönelik olduğunu, bunun için Türkiye’nin sadece Kıbrıslı Türk toplumu için hareket edemeyeceğini vurgularız. Türkiye’nin izlediği siyaset “kabul edilemez önerilerle” Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğüne oynamak ve Kıbrıs Türk toplumunun haklarının arkasına saklanarak adamızın tümüne sahip olmaktır. Kıbrıs’ın sahip olduğu doğal gaz ve petrol kaynaklarının yarattığı cazibe tüm emperyalistleri bölgemize taşırken, emperyalizmin taşeronu “Büyük Orta Doğu Projesi’nin” eş başkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın da Kıbrıslıların haklarına göz dikmesine sebep olmuştur. Düne kadar Kıbrıslı Türkleri “besleme” diye niteleyen Sn. Erdoğan’ın şimdi Kıbrıs Türk toplumunun haklarının korunmasından bahsetmesi, Kıbrıs Türk toplumunu çok sevdiğinden değil, tamamen petrol ve doğal gaza sahip çıkmak istemesinden kaynaklanmaktadır.
Türkiye yetkilileri ve TC Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar, samimiyetten uzak, tamamen Türkiye’nin çıkarlarını gözeten açıklamalar olup, Kıbrıs Türk toplumuna ve Kıbrıs’a yararı olmayan açıklamalardır. Kıbrıs Türk toplumunun haklarından bahsetmek, tüm Kıbrıslılara saygı göstermekten geçer. Son altmış yıldır Türkiye’nin izlediği “istirdat planı” adım adım ileriye taşınırken, Kıbrıs Türk toplumunun haklarının korunmasından bahsederken size sormazlar mı “Adanın kuzeyinde Kıbrıslı Türk mü bıraktınız?”
Saygılarımızla,
Şener Elcil
KTÖS Genel Sekreteri