Kendisine sorduğumuz soruları yanıtlamaktan kaçan Başbakan Sn. Ersin Tatar, kendisini savunmak için hükümet olmanın verdiği sarhoşlukta bizi yalancılıkla suçlayacak kadar kendinden geçmiştir.
2020 yılı bütçesi “tasarruf bütçesi” olacak açıklamaları, UBP-HP Hükümeti yetkililerinin son dönem de en çok kullandıkları söylemdir. Bu söylem aslında çalışanların emekçilerin ve tüm vatandaşların sırtına daha fazla vergi ve zam yükleme anlamı taşımakla birlikte, sermaye kesintilerinden vergi almamaya devam etmek demektir. Bununla birlikte UBP-HP hükümeti yetkilileri de saltanata devam etme peşindedirler. Bunun en güzel örneği Başbakan Sn. Ersin Tatar’ın yaptığı harcamalarda görebilmekteyiz.
Bilindiği üzere İngiltere’de hakkında tutuklama kararı bulunan, Sn. Ersin Tatar, AKP hükümeti ile işbirliği halinde TC’nin diplomatik girişimleri ile İngiltere’ye bir ziyarette bulunarak hakkında ortaya koyduğumuz iddiaların doğru olduğunu kanıtlamıştır. Sn. Ersin Tatar kendi kişisel sorunlarını aşmak için Bark-Jones, Mark and Co Hukuk Bürosu’nu kullanarak işlemler yaptırmış, ayrıca Strazbourg ve Londra’ya yaptığı ziyaretlerin tüm harcamalarını devlete ödetmiştir. Kişisel sorunlarını aşmak için devlet bütçesini kullanan Sn. Tatar Strazbourg ve Lonra’da kullanmak için cep harçlığı olarak devletten 3000 Euro almış, fakat bu kişisel gezi için toplam ne kadar harcama yaptığını açıklamamıştır.
Başbakan olduğu zaman eşinin kendisine “sandalye” hediye etmesi bile Sn. Tatar’ın makam düşkünü olduğunu ispat etmektedir. Bu gerçekten hareketle kendi çerçeveli resimlerini devlet dairelerine asmakla ilgili Maliye Bakanlığı’ndan 200 bin TL istendiği basında çıkan haberleri yalanlamamış, Sendikal Platform eylemi sonrası ise açıklama yapma gereği duymuştur. Yapılan açıklamada bugüne kadar çerçeveler için 48 bin TL ödendiği söylenmesine rağmen Maliye Bakanlığı’ndan ne kadarlık bütçe istendiği ve bu işin kime yaptırıldığından bahsedilmemesi ihalesiz olarak bu işin yandaşlara veya akrabalara yaptırıldığı sorusunu akla getirmektedir. Devletin vatandaş için olduğunu söyleyen Sn. Tatar 48 bin TL ile kaç okulun veya kaç hastanenin eksiklerinin tamamlanabileceğini hiç düşündü mü?
Bizi yalancılıkla suçlayan Sn. Tatar sorduğumuz sorulara hala daha cevap vermemekte ısrar etmektedir.
Kulaksız 5 sitesi direktörlüğü, Girne’de 65 dönüm arazi alımı, Türkiye’de hayali koyun kaçakçılığı ile ilgili sorular cevap beklediği gibi hergün AKP’lilerle birlikte savaş çığırtkanlığı yapan Sn. Tatar’ın askerlik yapıp, yapmadığı ile ilgili de sorularımız hala daha yanıtsız bırakılmıştır.
Bilinmelidir ki, “yalancılık” çok ciddi bir suçlamadır ve yalanların aklanma yeri yargı yoludur. Bu çerçevede Sn. Tatar’ı kamuoyu önünde bizden özür dilemeye davet eder, özür dilenmediği taktirde kimin yalan söyleyip söylemediğini anlamak üzere hukuk yoluna başvuracağımızı kamuoyuna duyururuz.
Saygılarımla
Şener Elcil
KTÖS Genel Sekreteri