EN

Trafik Güvenliğinde Yanlış Yoldayız

Bugünkü basın toplantımızın amacı KKTC’nin trafik güvenliği ile ilgili olarak neden çok yanlış bir yolda olduğunu toplumumuza bir kez daha aktarmak ve yapılması gereken doğruları bir kez daha hatırlatmaktır.

Trafikte ölüm ve kalıcı sakatlık kader değildir. 1974 yılından bugüne 1963 insanımız trafikte hayatını kaybederken yaklaşık 10,000 insanımız da sakat kalmıştır. Son beş yılda ise trafiğimizde her yıl ortalama 31 ölüm gerçekleşmiştir. Bu kayıp oranı modern dünyadaki kayıp oranları ile kıyaslandığında olağanüstüdür ve ne halkımız, ne de yönetenler tarafından kabullenilmelidir.

Dolayısı ile var olan KKTC sisteminin toplumumuza hizmet etmediği açıktır. Her geçen gün yollarımızdaki güvensizlik daha da artmaktadır. Trafiğimiz adeta bir savaş alanına dönmüştür. Diğer yandan, trafiğe verdiğimiz kayıpları önlemek için bugüne dek bilimsel yaklaşımları yok sayan ve trafik güvenliğini öncelik yapmayan yetkililerin bu gidişe dur demelerinin zamanı çoktan geçmiştir.

Yıllardır vurguladığımız gibi trafikte tek hedef ve çözüm en başta dünyada birçok ülkenin benimsemiş olduğu 3E’ye, yani EĞİTİM, DENETİM, ve TRAFİK MÜHENDİSLİĞİNE dayalı, trafikte hayat kurtaracak ve kalıcı sakatlıkları önleyecek bir sistemin oluşturulmasıdır. Bu üç temel çözüm unsurunun bir bütün olarak hizmet vereceği bir trafik güvenliği sistemi oluşturulmadıkça yapılanlar hiçbir insani amaca hizmet etmeyecek ve toplumumuz trafiğe verdiği ölüm ve kalıcı sakatlıkları saymaya mahkum kalacaktır. Oysa bir trafik güvenliği sistemi oluşturulmuş olsaydı, trafiğe verdiğimiz kayıpların en az yarısı önlenmiş olacaktı.

Trafik ve ulaştırma mühendisi Taner Aksu’nun liderliğinde Trafikte Güvenli Yaşam Derneğinin (TGYD) yetkin teknik elemanlarından oluşan profesyonel bir çalışma grubu geçtiğimiz hükümet döneminde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanının yardım çağrısına inanarak cevap vermiş ve Bakanın gönüllü danışmanı olmayı kabul etmişti. Bu süreçte bu gönüllü çalışma grubu ve Bakan arasında 3E’ye dayalı bir trafik güvenliği sisteminin oluşturulması ve uzun yıllardan beridir beklemekte olan bazı spesifik projelerin hayata geçirilmesine dair mutabakata varılmıştı. Nitekim 21 Mayıs 2018 tarihinde düzenlediği basın toplantısında Bakan mutabakata varılan birçok işe dair birçok sözler vermişti. Ancak ne yazık ki Bakan verdiği bu sözlerin hiçbirini tutmamıştır. Aksine, Bakan işin gerçek uzmanları yerine bazı rant çevrelerini tercih etmiş ve bu çevrelerin menfaatlerine yönelik adımlar atmak için uğraş vermektedir. Ne yazık ki ortada 3E trafik güvenliği sisteminden eser bile yokken bazı rant çevreleri de sürekli olarak özelleştirme odaklı bazı konuların gündemde kalması için yoğun çaba harcamaktadırlar. Yanlış yoldaki bu çabalara birkaç örnek vermek isteriz:

1) Araç muayene hizmetinin Avrupa Birliği (AB) uzmanlarının önerilerine tamamen ters olarak tek bir şirkete peşkeş çekilerek özelleştirilmesi planlanmaktadır. Bu özelleştirme, devleti ciddi bir mali kaynaktan mahrum ederken hayal edildiği şekilde bir hizmet kalitesi de sağlamayacaktır. AB uzmanlarının önerdiği gibi araç muayene hizmetini özel bir şirket değil, devlet AB’nin yardımları ile oluşturacağı yeni bir sistemle vermelidir.

2) 2020 yılı başında yürürlüğe girmesi için Bakanlar Kurulunca düğmeye basılan “Sürüş Eğitim İzni ve Sürüş Ehliyetleri Sağlık Tüzüğü” ile AB yasalarına uyum kisvesi altında ilgili AB direktifinde var olmayan ağır şartlar getirilerek her yeni ehliyet alma ve yenileme durumunda tüm sürücülerden sağlık raporu istenecektir. Böylelikle sağlık sistemine gereksiz bir yük getirilecek ve ardından talepleri karşılamayacak bu sistem bahane edilerek bu hizmet de özel sağlık kuruluşlarının rant kapısı haline getirilecektir.

3) Yeterli hiçbir altyapı yokken ve polis yeterince en temel denetimleri dahi yapamazken polise uyuşturucu denetimi ile ilgili sorumluluk yüklenmeye çalışılması da tamamen yanlıştır.

2017 yılının ortasında toplum tarihimizde ilk kez meclis bünyesinde trafik güvenliği üzerine çalışmalar yapmak üzere özel statüde bir komite kurulmuştu. Bu komitenin altında daimi görev yapmak üzere TGYD’den bir profesyonel trafik mühendisi ve bir akademisyen, Doğu Akdeniz Üniversitesinden ise bir akademisyenden oluşan bir uzman danışman grubu seçilmişti. Bu çalışmalar yolunda devam ederken hükümetin değişmesi üzerine tüm çalışmalar durdurulmuş ve bir sonraki hükümet döneminde Meclis İçtüzüğüne rağmen bu komite yeniden canlandırılmamıştı.

Uzun bir çalışma sürecinin ardından TGYD ve KTÖS işbirliği ile hazırlanmış ve Telsim sponsorluğu ile bastırlıp Eğitim Bakanlığına teslim edilmiş anasınıf ve ilkokul 1-2-3. sınıf trafik güvenliği eğitimi kitapları hala müfredata konmamıştır. Unutulmamalı ki trafik güvenliği eğitimi 3E sisteminin vazgeçilmez parçalarından biridir.

Ehliyet sistemi, trafik kuralları, yol standartları gibi birçok konuda sayısız eksiği ve hatası bulunan trafik sistemimizin bir an önce toplumun sağlığı, güvenliği, ve refahına hizmet edecek şekilde yeniden tasarlanması gerekmektedir. Reform şarttır. Bunu yapmak bir seçenek değil, bir mecburiyettir. Ciddi ve istikrarlı adım atılmadığı her gün toplumumuz için bir kayıp olmaya devam edecektir.

Burada bir araya gelmiş örgütler olarak eğitim, denetim, ve trafik mühendisliğinin bir bütün olarak çalışacağı bir trafik güvenliği sistemi için vermekte olduğumuz mücadeleyi sürdüreceğiz. Hak ettiğimiz trafik güvenliği sistemine kavuşmamız için halkımızın da sesini yükseltmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isteriz.

Trafikte Güvenli Yaşam Derneği (TGYD)
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS)
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS)
Kooperatif Görevlileri Sendikası (Koop-Sen)
Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen)

Ekler:
1) 21 Mayıs 2018 tarihinde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanınca “Trafik Güvenliği ve Ulaştırma Sistemi” ile ilgili düzenlenen basın toplantısının metni
2) 3E’yi içeren 7E trafik güvenliği sisteminin unsurlarını gösteren şema
3) Oluşturulması gereken trafik güvenliği sisteminin parçalarını gösteren şema

Trafik Güvenliğinde Yanlış Yoldayız
Başa dön