Türkiye’de son yirmi yıla yakın bir süre iktidar olan AKP’nin din sömürüsü ve milliyetçilik üzerinden izlediği siyaset Türk halkının fakirleşmesini, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır borçlarını, yolsuzluk ve rüşvetin yaygınlaşmasını, uluslararası hukuk tanımayan, yayılmacı, saldırgan bir Türkiye yaratmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesini terkeden AKP, yolsuzluk, hortumlama ve suistimallerini gizlemek için faşizmin genel karakteri olan sanal düşmanlar yaratarak, “komşularla sıfır sorun” söyleminin arkasına saklanarak tüm komşuları ile savaşa varan sorunlar yaşamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ağır zamlarla ezilirken, AKP yetkilileri aldıkları rüşvetleri ayakkabı kutularında saklayacak kadar, iğrenç bir yolsuzluk bataklığına saplanmışlardır.
Bir yandan baskı ve tehditlerle aydın, gazeteci, yazar, öğrenci ve siyasetçileri suçsuz yere hapislerde yatırırken, terör gerekçesi ile Türkiye halklarını terörize etmektedirler. Terörizmi ağızlarından düşürmeyen AKP yetkilileri terörist dedikleri Fethullah Gülen’in yanında yetiştiklerini unutmuş görünmekle birlikte, cihatçı teröristleri silahlandırarak Irak ve Suriye’de kan dökülmesine çanak tutmaktadırlar.
Müslüman Kardeşler Örgütü’nün Türkiye bacağı olarak hareket eden AKP şimdi de gözünü Kıbrıs’a dikmiş, Kıbrıs Türk toplumunun haklarını koruma bahanesinin arkasına saklanarak “Mavi Vatan” hedefi ile çatışmacı-yayılmacı anlayışını sürdürmektedir.
AKP Türkiye’yi batırmanın bedelini savaş çığırtkanlığı ve uluslararası hukuku hiçe sayan tehditleri ile ortaya koymaktadır. Yayılmacı ve çatışmacı AKP, garantör olduğu Kıbrıs’ta altında imzası olan uluslararası anlaşmalara saygı duymak yerine Kıbrıs Türk toplumunun iç işlerine müdahale etmekte, adanın kuzeyinin nüfus ve mülkiyet yapısını değiştirmekte, dini baskılar yapmakta, fakat hepsinden önemlisi toplumun seçilmişlerini “terörist”, “saygısız”, “yalancı” ifadeleri ile itham ederek aşağılamayı alışkanlık haline getirmiştir. Ne acıdır ki, CHP, MHP İyi Parti gibi farklı siyasi görüşü olduğunu söyleyen siyasi partiler de saldırılarında ve saygısız açıklamalarında AKP’den geri kalmamaktadırlar. Anlaşılan odur ki, Türkiye’nin önemli siyasi oluşumları Kıbrıs’ı bir fetih alanı olarak görmekte ve Kıbrıslı Türkler’e saygı duymamaktadırlar.
Başta AKP yetkilileri olmak üzere, Türkiye siyasetinin önemli kesimlerinin Kıbrıs’ın gerçeklerini duymaya tahammülleri yoktur. Bizler Kıbrıs’ta özgürlük ve var olma kavgası vermeye devam ederken, adamızın birleştirilmesini, halkların kardeşliğini, barışın bir erdem faşizmin ise bir insanlık suçu olduğunu, Türkiye yetkililerinin faşist, ırkçı, linç ve saldırı kültürünü benimseyerek, yayılmacı amaçlarla ülkemizde savaş çıkarmaya uğraştığını, terörizmi desteklediklerini, irademize saygı duymadıkları için bizim de onlara saygı duymadığımızı haykırmaya devam edeceğimizi ifade eder, ne Kıbrıslı Rumlar’a yama ne de Türkiye’nin sömürgesi olmayacağımızı bir kez daha vurgularız.
Saygılarımızla,
Sendikal Platform Adına
Şener Elcil
KTÖS Genel Sekreteri