Adamızın kuzeyini garantörlük bahanesinin arkasına saklanarak ele geçiren ve kolonileştiren Türkiye’nin AKP’li Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Crans Montana’da görüşmelerin çökmesi sonrası yaptığını unutarak “barış meleği” kesilmiştir.
Kıbrıs Rum kesimi tarafından kabul edilmez olan önerilerle zaman kazanmaya çalışan Sn. Çavuşoğlu Kıbrıs Türk toplumunu görüşmelerde temsil eden Sn. Akıncı’yı da baypass etmekten çekinmeyerek gerçek niyetinin ne olduğunu ortaya koymaktadır. Kıbrıs Rum tarafı ile “doğal gaz ve petrolün” paylaşılarak kendilerine pay verilmesini görüştükleri açık olan Sn. Çavuşoğlu kendini eleştirenleri de ucuz politika yapmakla suçlamaktadır. Geçmişte bizim için Kıbrıs’ın toprağı önemlidir diye açıklama yapan Türkiye yetkililerinin şimdi de Kıbrıs’ın doğal kaynakları önemlidir noktasında oldukları açıktır. Kıbrıslı Türkleri rehine olarak tutan bu zihniyetin izlediği siyaset “zamana oynamak ve adanın tümünde egemen olmaktır.” Kıbrıs Rum liderliği ile Türkiye yetkilileri zamana oynamak konusunda anlaşmış görünmektedirler. Bu oyunda kaybeden Kıbrıs Türk toplumudur.
Bu oyunu bozma sorumluluğu Sn. Akıncı’dadır. Dolaylı yapılan görüşmelerle çözüm konusunda izlenen siyasette Türkiye ve Kıbrıs Rum tarafının kapalı kapılar arkasında anlaşarak “söz değiştirmeleri” zamana oynamak ve Kıbrıs Türk toplumunu yok etmeye dönük bir girişimdir. Kıbrıs’ta çözüm istemeyen tarafın nüfus taşıyan, vatandaşlık dağıtan, Kıbrıslı Türklere ambargo uygulayan, Euro’ya geçişi engelleyen, Kıbrıslı Türkleri göçe zorlayan, Rum mülklerini yağmalayan, kapıların açılmasına karşı koyup süreçleri oyalayan Türkiye hükümetleri değil midir?
Sn. Akıncı ortaya çıkıp bu maskeyi düşürmeli ve Kıbrıslı Türkleri kalıcı olarak uluslararası hukukun dışına çıkaracak olan bu girişime dur demelidir. “Barış meleği” kılığına bürünerek çözümsüzlüğe oynayan TC Dışişleri Bakanı Sn. Mevlüt Çavuşoğlu bilmelidir ki, Kıbrıslı Türk toplumu koyun değildir ve ucuz politikalara karnımız toktur.
Saygılarımızla,
Emel Tel
KTÖS Başkanı