Türkiye’nin Kıbrıs’taki, makamları ve onun yerli işbirlikçilerinin yargıya müdahalesi sonucu bir yargıcın istifa etmesi ülkemiz tarihine geçen çok önemli bir kırılma noktasıdır.
Yasama ve yürütmeyi tamamı ile kontrol eden Ankara Hükümeti, para tehdidi ile her istediğini yaptırmaktadır. Maliye Bakanlığı, Dış İşleri Bakanlığı, polis teşkilatı Merkez Bankası olarak Türkiye’ye bağlanmış olup, tüm hareketler internet üzerinden takip ve kontrol edilmektedir. Okulların da Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanması için çalışma yapılmaktadır. TC Elçiliği oluşturduğu müsteşar ve müdürlükler ile Kıbrıslı Türk bakanları idare etmektedir. Asimilasyon çalışmaları, nüfus aktarma vatandaşlık dağıtma ve TC desteği ile siyasi parti, kültür derneği adı altında örgütler kurma toplumu baskı altına almak için yapılan entegrasyon faaliyetleri olarak devam etmektedir. Kıbrıs’ın kuzeyini Türkiye’ye bağlama faaliyetleri çerçevesinde şimdi de yargının Türkiye’ye entegrasyonu için düğmeye basılmıştır. Özellikle Afrika Gazetesi’ne yönelik TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef gösteren açıklaması yapılan saldırıya katılanların TC makamlarınca olağanüstü gayret sarf ederek korunması bu müdahaleyi açıkça ortaya koymaktadır. Bu linç girişimi sonrası;
- TC Elçilik yetkililerinin saldırganları tutuklu bulundukları karakoldan serbest bırakmaları,
- Savcılığın, saldırganların tutukluluk halinin kısa tutulması için jet hızı ile davaları dosyalaması,
- Savcılığın saldırganların suçunu hafifletmek için meclise yapılan saldırı ile Afrika Gazetesi’ne yapılan saldırıyla ilgili davaları ayrı ayrı dosyalaması,
- TC Elçilik görevlilerinin saldırganları cezaevinde ziyaret etmeleri,
- Dava devam ederken, yargı mekanizmasının baskı altına alınmaya çalışılması
- Polis tarafından arandığı söylenen 9 şahsın hala daha bulunmaması,
- Aranan 9 şahıstan birinin öğretmen sendikalarının İlahiyat Koleji eyleminde saldırganlardan biri olması,
- Hapiste olan saldırganların “Şartlı Tahliye Kurulu” marifeti ile serbest bırakılmaları yargıya açık müdahale olduğunu ve Yargıç Tacan Reynar’ın istifa nedenlerinden birinin bu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İstifa eden yargıcın yaptığı açıklamada açık açık yazmasına rağmen yargı adına yapılan açıklamada ise bunun gizlenmeye çalışılması TC makamlarından gelen baskının büyüklüğünü göstermektedir. Tüm bu yaşananlardan sonra adamızın kuzeyinde hukukun üstünlüğünden, yargının bağımsızlığından ve demokratik hukuk devletinden söz etmek mümkün değildir.
İstifa eden yargıcı cesaretinden ve yurtseverliğinden dolayı kutlar, TC’nin garantörlüğünün ne demek olduğunu bize gösterdiği için teşekkür ederiz.
Saygılarımla.
Şener Elcil
KTÖS Genel Sekreteri
kaynak foto: gündemkıbrıs